The Lovely Bones - Cennetimden Bakarken

  Bu film , bu film beni etkiledi. Gerçek anlamda uzun süreden beri , hiçbir filmden bu kadar etkilenmemiştim. Etkilenme nedenim sadece konusu bile olabilir. Çünkü biz bu konuya o kadar hakimiz ki...
  Filmi izlerken ister istemez başrolün yerine kendimi koydum durdum.  Onun hissettiklerini az da olsa içimde hissettim. Ve film bitince düşündüm. Bolca... Bu kadar etkilenince de bu filmin daha fazla kişi tarafından izlenmesini istedim. 2-3 kişi bile olsun izlensin dedim. Ve bu yazıyı yazıp , filmi tanıtmak istedim.

  Öncelikle diyebilirsiniz ki daha yeni mi izledin? Maalesef ki evet. Tesadüfen karşılaştım bu filmle. Tumblr'da bir gif sayesinde.Her ne kadar geç olsa da heyecanla bastım başlat düğmesine.
İlk sahnelerdeydi sanırım ana karakter kendini tanıtıyordu.

‘Adım Susie. Soyadımsa Somon, balık adı gibi. 6 Aralık 1973’te öldürüldüğüm zaman 14 yaşındaydım.’

  Filmin en etkileyici kısmı başındaydı bana göre. En kaliteli anları en başında yakaladı , sonunda ise beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Bu kadar mı? Katil bu kadarcık mı acı çekecek? O adama karşı öfkemi söndüremedi sonu. Yani benim için biraz yarım bitti.

Filmin konusu ;Bir banliyöde oturan 14 yaşındaki bir kız 1970 yılında, Pensilvanya’da bir komşusu tarafından öldürülür. Bu genç kız yaşadığı hikayeyi cennet ile dünya arasında bir yerden anlatmaktadır. Etrafındaki insanların, ölü bir bedeni ararlarken nasıl da değiştiklerini, çektikleri acıları, katilinin neler yapmakta olduğunu izler. Onlara destek olmak için çırpınır durur.  Diye geçiyor Beyazperde.com'da.

Çok fazla spoiler vermek istemiyorum aslında. Sadece izleyin demek istiyorum. Her ne kadar bazı yönlerinde eksiklik olduğunu kabul etsem de ; Oyunculuklar, konu ve görsel efektler açısından sizi memnun edecektir. 

Ve sizi filmden bir replikle baş başa bırakıyorum. Umarım izler ve filmi beğenirsiniz...

  "Kimse gittiğiniz anı fark etmez. Yani gitmeye karar verdiğiniz o anı. Gittiğiniz o anda en fazla bir fısıltı duyar ya da fısıltının havada dalgalandığını hissedersiniz. Soy adım salmon , somon balığı demek .Adımsa Susie .6 Aralık 1973 tarihinde cinayete kurban gittiğimde 14 yaşındaydım. Bir anlığına buradaydım sonra birden yok oldum. Hepinize mutlu ve uzun bir yaşam dilerim."